it's the final countdown

16 Ocak 2010 Cumartesi

"En İyi Isırık Cildi Kızartmayandır" ve aslında "Öpücükte İsraf Haramdır" (Tûsî Bahnamesi*)




Yukarıda gördüğünüz fotoğraf Osmanlı cinsel hayatının hukuki mercide işlenişine bir örnek teşkil etmektedir. Kadı elinde zıbık sallandırmaktadır. Bildiğimiz dildonun geleneksel adının vücud bulduğu zıbık, dönemin çükü kalklamayan kocalarına nispet eden kadınlar tarafından kullanılırmış. Hatta bu resim de kadının kocasını hukuk önünde castre edişine "cuk" oturan bir iş olarak okunabilir. Arkasına aldığı bir grup şahit ile kocayı işlevsizliğinden ötürü suçlamaktadır Osmanlı kadını. Helal olsun! dedirtmektedir hatta.

İnternette gezinirken rastladığım bir alıntı: "Kadının biri zamanında mısır çarşısına gitmiş ve satıcının kulağına eğilerek 'bana bi zıbık ver ama tul-i arabi(uzunluğu arabınki gibi) ,kutr-i kurdi(kalınlığı kürdünki gibi) ,nefasat-i türki(güzelliği türkün ki gibi) olsun' demiş satıcı kadına alaycı bi şekilde bakarak 'abla öylesini bulsam ben kullanırım' demiş"

Evet böyle hoştur...

Daha geriye gidip farklı bir örneği buraya taşıyarak biraz daha bilgilenelim haydi!

1201-1274 tarihleri arasında islam dünyası sınırları içerisinde yasayagelmiş feylozof Nasîrüddin Tûsî bizler için tıp bilim kitabı niteliğinde "to the point" bir derleme hazırlaşmış, ben de bu enfes parçanın kendimce en makul yerlerini sizlerle paylaşmayı görev bildim.

"Şöyle bil ki ey oğul; alt dudak, yanakların içi ve gözler dışında avradın her tarafı ısırmaya müsaittir. Ama avrat ‘‘hart’’ diye ısırılmaz, herşeyin olduğu gibi bunun da usulü vardır ve bu işte dişlerin vaziyeti pek mühimdir. Avratlar, erkeğin dişinde üç özellik ararlar: Parlaklık, keskinlik ve hem eşit hem de uygun boy... Donuk, yumuşak, iri ve sallanıp duran dişler kadına ikrah getirir."

Ya peki Tusi'ye göre "güzel avrat" nasıl olmalıdır?
İşte cevap:

"...Ey oğul! Simdi sana avratların güzellik alametlerini anlatacağım. Bu alametlere sahip olan avrat, avratların en güzelidir. Alametler ne kadar az ve eksik olursa, avrat da o kadar az güzel olur.


Avradın dört nesnesi kara gerek: Saçı, kaşı, kirpiği ve gözünün karası.
Avradın dört nesnesi kızıl gerek: Dili, dudağı, yanakları ve avurdları.
Avradın dört nesnesi yuvarlak gerek: Yüzü, gözü, topukları ve bilekleri.
Avradın dört nesnesi uzun gerek: Boynu, burnu, kaşı ve parmakları.
Avradın dört nesnesi hoş kokulu gerek: Burnu, azası (eli, kolu, ayaklari ve bacaklari), koltuk altları ve ayakları.
Avradın dört nesnesi geniş gerek: Alnı, gözleri, göğsü ve butları.
Avradın dört nesnesi dar gerek: Burun delikleri, kulak delikleri, göbek deliği ve ağzı.
Avradın dört nesnesi küçük gerek: Ağzı, elleri, ayakları ve kulakları.
Ve dahi avradın başı ne büyük ve ne küçük ola.
Ve boynu ne uzun ve ne kısa ola.
Ve eti dahi değirmi (yuvarlak) ola.
Ve benzi ak ola veyahut kaz benizli veya karayağızın güzeli ola.
Ve teni de pembe ola.
Ve saçı sık ve uzun ola. Zira saç avradların yüzsuyudur.
Ve güldüğü vakit güzel ola. Zira avradın gülüşünün hoşluğu, diğer özelliklerinden önce gelir.
Ve gözlerinin karası çok ola, kaşları da çatık ola.
Ve yürüdüğü zaman, kalçasının etleri deprene.
Ve huyu tatlı ola, sözü tatlı ola ve yumuşak ola.

İşte ey oğul! Bu yazdığımız şartlar hangi avratta varsa, o avrat güzelliğinin olgunluğuna ulaşmış demektir...’’



Evet, Tûsî böyle özetlemiş durumu, benden size bir nasihat; siz siz olun kadına "ağaca çıkar gibi" sarılmayı unutmayın sevgili sevgililerim.

Bkz: Cinsel bilgiler kitabı

0 yorum:

İzleyiciler