sevgili cocuk, cok olmus, zaman mekan ayrısması yasanmıs, anakronik bir hal var ortada anlayacagın. her neyse, icim cok acıdı okudum senin blogunu, benim sıg ve melankoli dozu altın vurus yapmaya yetecek kadar olan yorumlarımı... ben kendi gecmisimi ya da histeri krizlerimin kelime halini alip somutlastıgı blogumu silmistim, aslinda iyi de olmustu. ama bilmiyorum... belki uykusuzluk, belki sınavın verdıgı anksiyete, belki geri donus miti... uzgunum sevgili cocuk. kinder surpriz ve sutlu nescafe icip sabah 9 ya da 10 derslerine girmeyi ozledim. absurd kelimlerle kopuk cumleler yaratmayi cok ozledim. su sıralar takık oldugum hereke halıları ve antep yemenilerini salak is yerine gitme stresim olmadan dusunmeyi cok ozledim. seni ya da sanirim sensizligin bende bıraktıgı buruk ama vazgecilemez tadı cok ozledim. sacma sapan bir sekilde teenagers' cezmi abi kitaplarina cumle olacak nitelikte kelimeleri pesi sıra sıralamak ... cok vahim bir durumdayim sevgili cocuk. ikilemlerdeyim, in betweenim, modern diasporalardayim, kayahan albumune sarkı olmalardayım... and the legend is back.
bugunun sarkisi: secos e molhados - o doce e o amargo